Hunter S. Thompson

“Uyuşturucuları, alkolü, şiddeti ve çılgınlığı kimseye tavsiye etmek istemem ama benim hep işime yaramışlardır.”

Hunter Stockton Thompson, namıdiğer Raoul Duke, 18 Temmuz 1937’de sigortacı bir babanın oğlu olarak Kentucky’de dünyaya geldi. 1952 yılında vefat eden eşinin ölümünden sonra kütüphaneci olarak çalışan annesi Virginia Ray Thompson’a sorarsanız, Hunter “doğduğu andan itibaren zor bir çocuktu.” Thompson parlak bir öğrenci, becerikli ve hevesli bir sporcu olmasına rağmen yerel yetkililerin başına sürekli dert açan bir tipti. Mezuniyetinden sadece birkaç hafta önce çocuk suçlu olarak tutuklanıp çocuk cezaevinde altmış gün hapis cezası aldı ama cezası iyi hâlden otuz güne düşürüldü. Cezaevinden çıkar çıkmaz Hava Kuvvetleri’ne katıldı.

Florida’daki Eglin Hava Üssü’ndeyken üs gazetesinin spor editörü olarak işine dört elle sarıldı. İki yıl sonra terhis edildi ve serbest gazeteci olarak çalışmaya başladı. Ancak esas tutkusu idolleri kadar iyi bir roman yazarı olmaktı: F. Scott Fitzgerald, Ernest Hemingway, Jack London, Henry Miller. Her çeşit otoriteye doğuştan şüpheyle bakan genç Hunter’da silinmez izler bırakanlar bu türden insanlardı. Thompson hayatında ve yazdıklarında sonuna kadar toplum dışında kalanların ve ezber bozanların yanında yer alacaktı.